'YOK OLAN ZAMAN' Zaman en iyi
ilaç derler oysa benim yaram bir dehliz içimde uzadıkça uzayan, kalbimi kök kök saran *** zaman
her şeyi unutturur derler 1yil sürer der Nazım 20.yüzyılda ölüm acısı bu saydığım
ikinci 365.gün son gidisinden her şeyi zamana bırak derler zaman bile kaldıramadı bu yükü her
aldığım saat sustu bir ekim günü *** artık zaman kavramı yok tıpkı karanlık
çağda yalnız bir ben tek bileceğim günesin doğup-batisi o masum gece gündüz ve aklımdan
çıkaramadığım sen... (Abime...) 'MİSAFİR
KIZ' Ev boşaldı kaldık mi bir sen bir ben ne kötü saatte on iki oldu aklımdan neler
geçiyor bir bilsen Acaba yalnız yatabilir misin?Yok yok korkarsın sen *** bak misafir kız odalarımız
karşılıklı barımız mevcut, içkiler karışık karışık eh odam
geniş havadar,hafifte sarhoş oldu mu kafalar sabaha kadar gider konuşmalar,bakışmalar malum
durumlar...
'PENCERE SEFHASI' perdeleri çekik karşı apartmanın anlaşılan
daha teşrif etmemiş Aysel hanim derken ortalık birden aydınlandı perdeler yarim yarım
aralandı *** Ah Aysel hanim yine çıktın cama aman ne ediyorsun bulusunu çıkarma bir gören
olur,bende dahil buna! bakıyorumda bos ver aldırma sen bana *** Buğday Tenin olmuş kara ben
sana demedim mi fazla kalma sicakta ah! o ne ince bel ne geniş kalça bu ne vücut ne eksik ne fazla *** Otuz
Beş Olmuş Yaşım oysa ben daha yolun başındayım sayende her gece vardiyalardayım sen
gel de yanıma yerleş dolsun bu yalnız katim!
|
|
|
|
'DEĞİŞEN' (Özlem;yitirilene,hasret dönecek kişiye
duyulur)
Önce cümlelerim değişti özlem ağırlığını daha da hissettiriyordu hasret
boyun büküyor,özlemse gün ve gün büyüyordu hasret gidiyor özlemse geliyordu oysa ne gelenin ne de gidenin adıydı
Özlem ben gidiyor o yerinde duruyordu hasretlik kalmamıştı artık, iki telefonu bir birine bağlayan
tellerde ahizenin sonunda yitirilen cümlelerde en sonunda Sevgilinin hayalinde... Özlemse artık sadece geçmişe çok
değil ne yıllar ne asırlar öncesinde bir zamanlar elini tuttuğum, beraber yürüdüğüm,birinci
elden sevgi sözcükleri tükettiğim saatlerde... çünkü onlar sadece hasret duyulan hayallerde, sevgiliyse Özlenen
bedeniyle başka yerde... 'Hasrete hasretlik çekiyor beden,çünkü özleniyor özlenen'
|
'SÖĞÜT DALINDA BİR ÖZLEM' Öyle
bir özlem var ki içimde daha bahar yağmurları değmedi tenine henüz anlatacak karmaşık cümleler
kurmadı ve de sallayacak bir mendili olmadı bugüne kadar, henüz o küçücük ayakları çırıl çıplak
basmadı toprak üstüne, ne de bugüne değin garip halleri olmadı doğanın dengesini alt üst edecek göz
yaslarıyla iklimleri değiştirecek *** Bir gün öyle bir özlemim oldu ki bastan basa yağmurlarla
yıkanmış yapış yapış elbisesiyle karsımda duran kurduğu karmaşık
cümlelerinden arta kalan sadece sesindeki musiki olan Bir başka özlem oldu ki ismini suretine hasretle yazan, mendiline
oyadan bir 'm' koyan 'özlemim oldu lakin onu hiç özlemedim çünkü özlemek yitirmektir ben onu hiç yitirmedim'
|
|
|
|
|
'OKYANUSTAN GÖRÜNÜM' Mavi denizin üstünde batmaya yakın
bir güneş pırıltısı martılar konacak bir yer arıyor enginliğinde okyanusun
her
fırtınalı gecenin ardında dinlenen deniz sanki değilmiş gibi Okeanos suçlu ve deniz
bambaşka bir kimliğe bürünür gölgesinde erguvan bulutunun...
Her Aşkta Biraz..
Pia şiiri ile hayalini kurmuştuk o özlenen sevgilinin,
Ben sana mecburum bilemezsin diyerek aşık olmuştuk,
Adını mıh gibi aklımızda tuttuğumuz
Aşkımıza
Ve ayrılık sevdaya dahil diyerek ayrılmıştık...
Her aşkımızda biraz da Attila İlhan vardı
ve an geldi; O, Artık yok
Elde var Hüzün 12/10/2005
'HÜLYA' bugün sana gelecektim son vapurla vapur dediysem
ne Elizabeth ne Santa Barbara alacağı bir avuç yolcu on-on beş tanede tayfa denize açacak yelken vuracaktık
dalgalara *** son vapura binemedim bu limanda bilirsin bir ara tayfaydım bir ara kaptan-i derya rastladım
mi sevgililerimden birine daha burada bende ne akil kaldı ne de vefa *** sabah koyuldum yola,kararlıydım
varacaktım sana bu defada neyimedir bilmem ama kiydim paraya bindim bir lüks kamaraya bu seferde sanıldım
zengin kamaram doldu hatunlarla *** bu kadar yeter dedim başım girecek belaya bir yandan seni düşünürüm
bir yandan karşıdan gecen zengin kızı hala huylu huyundan vazgeçer mi soluğu aldım yanında önce
hafiften bir merhaba sonra kendiliğinden doldu cepler parayla *** ne fayda aşk karin doyurmuyor bu dünyada,bende
karnimi doyurdum bir lokantada biletim yanımda geliyorum yanına bu maceradan yok bana fayda hele şükür
bindim beni sana ulaştıracak vapura *** elimde bir kadeh şampanya dalıp giderken rüyaya hafif
bir koku kesti,uyandım bu rüyadan meğer uyanamamışım çünkü bir afet karsımda sen beni
unut hülya bu aşk başka bir bahara
|
|
|
|